17 Kasım 2008 Pazartesi

Berbat mi Haftasonu mu bi de sunu dinleyin bakalim genclik

Selamin aleykumilk defa blog gonderisi yazacagim icin barnaklarim titrek yuregim ise ac kedinin kendisine yavasca yaklasmasina ragmen sismanliktan ucamayan semiz bir kus gibi pir pir. ama bir o kadar da neseli ve sevecen.neyse sanirim girizgah yeterince anlamsiz oldu. zaten blogun ismi de anlamsiz . comolokko falan koysaydik nasi olurdu. bence iyi olurdu.gelelim konumuzun basligina...anlatacagim hikaye 2 hafta oncesine ait oldugu icin beni assagilamayin hor gormeyin. zira haftasonu igrenc deyince haftasonunu beraber gecirmemizden kelli (-den kelli- bir baglactir ve guneyde sikca kullanilir. anlami da -den dolayi- dir. divani lugatit turk) tolgatto alinabilir.ama belirtmek isterim ki 7 kisilik dev bir kadroyla hamburgun altini ustune getirdik ve harbiden eglendik. yani donerken bile yuzumde salak bi gulumseme vardi gecen 3 gunu hatirlayinca. o yuzden blogdan bizi agirlayan unur bey kardesime tesekkuru bir borc bilecem ve bu haftasonuyla ilgili enteresan geyikleri paylasmasini tolgadan isteyecem. ayni anda iki blog yazisi yazamam usenirim zira.eet 19-20 temmuz haftasonu icin her sey kararlastirilmisti...araba kiralanacak, kiralanan arabada bir hintli, bir kolombiyali, bir turk, bir brezilyali ve bir polonyali olacakti. yani temel fikrasi seklinde bir dizilis olmustu. aramizdaki tek hatunsa polonyali ve cidden fiziki anlamda cok basarili bir karakterdi.peki rota ne olacakti? tabi ki su ana kadar bir cok kez berlinde duzenlenen ve berlinde yerel yonetimin bikmasindan dolayi artik farkli yerlerde duzenlenecek olan ve dortmundda duzenlenen cilginlarin partisi olarak bilinen love parade.erkeklerin kafasindaki resim belliydi. otobanda duzenlenen sokak partisi, yaklasik 1 milyon katilimci, yari ciplak hatunlar. yani oyle bi ortam duttugunu deviriyon duttugunu deviriyon...araba bir gun onceden kiralanmisti ve saat 9 da merkez tren istasyonundaki burger kinging onunde bulusulup araba alinip yola cikilacakti. zira parti 2 de baslayacakti ve tahminlerimize gore sabaha kadar surecekti.ilk sanssizlik:burger kingin onunde bulusulacakti fekat istasyonda iki tane burger king vardi farkli katlardaydi. 9 da bulusmamiz gerekirken saat 9.30 da ancak bulusabildik cunku birbirimizi bi turlu bulamadik. yani imkansizi basarip yarim saat birbirimizi arayip durduk.ikinci sanssizlikilk sanssizligimiz yumusak olmakla beraber arkasindan geleceklerin bir habercisiydi ve bunu anlamistim. zira arabayi almak icin euro car in hauptbahnhof taki ofisine gittigimizde sirada 10 kisi vardi ve herkesin isi ortalama 10 dk suruyordu. yani toplamda 1.5 saat bekledik ve saat 11 de arabayi alabildik. yetmezmis gibi asil kiraladigimiz arabayi vermediler. once volvo verecez dediler gozlerimiz parladi sonra uzay gemisine benzeyen yol tutusu igrenc hizlanamayan dandik bir seat verdiler ve ikinci sanssizligimiz burada son buldu.ucuncu sanssizlikarabaya bindigimizde hazirdik ve partinin basini kaciracagimizdan emindik. zaten 2 de basliyordu ve toplamda 600 km yolumuz vardi ve yola 11 de cikabilmistik. biz olsun nolacak nasolsa sabaha kadar varsin basini da kaciralim dedik ve pur nese yola koyulduk. ilk 2 saat suresince hersey guzel gitmisti. gerek brezilyali gerek benim belden asagi sakalarimizla seviyenin dusmesi, hintlinin yol boyu uyumasi ve muhabbete katilmamasinin ortami daha da keyifli kilmasi eglencenin dozunu arttirmisti.peki 2 saat sonra noldu? tabi ki 3. sanssizlik geldi catti ve istanbul kopru trafigini andiran bir trafikle karsilastik. 50 km lik yol toplamda 2 saate mal olmustu ve yikilmistik. parti baslamisti ve toplamda hala 450 km yolumuz vardi...dorduncu sanssizliko ana kadar olanlar bile nesemizi kacirmamisti saat 3 sularinda brezilyali "kizlar yavastan soyunmaya baslamistir kacirdik iste diyerek hayiflandi" ben de "uzulme franco daha haplar yeni etki etmistir, biz yetistigimizde yari ciplak son hallerini alirlar" dedim ve umutlandirdim.dedim demesine ama tabi ki sanssizlik yakamizi birakacak miydi bundan emin degildim.yol uzerinde durduk birseyler atistirdik ve hintli kardesimiz uyandi. yemek sirasinda herkesin ingilizcesiyle dalga gecip durmasi anlamsiz sakalari kulturel anlayis bariyerini asamadi ama zayiflatti. zira karsisindaki turkun aiesecli de olsa kulturel anlayis bariyeri pamuk ipligine bagliydi. usttelik arabanin icinde yankilanan gur sesi yolculugu hafiften cekilmez kilmaya baslayacakti. ama co-pilot olarak brezilyali sofor franconun yaninda durma avantajimi kullandim ve ne zaman hintli lafa baslasa muzigin sesini acip sarkiyi bilmesem de eslik ettim ve delegasyonun odagini cevirdim.bi yandan da surekli olarak takip ediyordum cunku gozleri yine kuculmus ve uyumasina az kalmisti. muzigin sesini acma isinin bokunun cikmasina ramak kala "hadi bakalim simdi herkes kendi ulkesine ait bi sarki soylesin" diyerek yine muzik yolunu sectim ve ekarte ettim.kolombiyali sarkisini bitirdiginde de sizmisti zaten.yol artik yavas yavas tukenmeye baslamisti fakat saat oldukca ilerlemisti. zaten direk partiye gidemicektik cunku bizi agirlayacak olan ve kolombiyalinin kankasi olan alman dortmunda 20 dk essen diye bi yerde oturuyordu. saat 7 sularinda essene vardik evi bulduk.alman eksimis bi suratla geldiniz de parti 1 saat sora bitiyor diyince oldugumuz yerde yigildik kaldik. icimizde hala bi umut vardi 600 km yol gelip bu organizasyonu gorememek imkansiz geliyordu. 1 milyon kisi saat 8 de parti bitiyor diye sehri terkedip gidecek degildi ya!! illa ki baska bi yerlerde devam edecekti.Besinci sanssizlikumudumuzun surmesi dolayisiyla ve yol yorgunuyuz hadi bi dus alalim once, yarin pazar sonra disarda bisey bulamayiz bi de kahvaltilik bisiyler alalim gelelim, isimiz bitince cikariz dedik ve saat 8.30 sularinda isimizi halledip yola koyulduk. ilk etapta arabayi alalim dedik nasolsa hintli ve brezilyali alkol almayacaklardi fakat sonra o kadar hapcinin kesin arasina emanet arabayi birakmayalim diyip trene binmeye karar verdik.evet gecikmistik love parade kacmisti ama tamamen kacmamisti. kacan sadece parade kismiydi love kismi halehazirda bizi bekliyor olabilirdi. bu yaklasimim polonyalidan takdir gormustu.tren normalde 20 dk surmeliydi zira dortmunda cok yakindi. fakat tren nedensizce "in the middle of nowhere" diye tabir edilen koordinatlarda cat diye durdu. meger loveparade olacagi icin dortmunda 500 ek tren konmus ve o kadar trene alisik olmayan istasyon careyi tren trafigini yavaslatmakta bulmus.inanilmaz ama gercek!! trende 2 saat bekledik. en son sacmalamis bi sekilde hintlinin telefonundaki tekno muzik esliginde anlamsizca dans ediyorduk.altinci sanssizliktren istasyona saat 11 civarinda vardi. 5 kisilik bahtsiz grupta herkes orada olan birilerini arayip nerede parti var nerde devam ediyor ogrenmeye calisiyordu ve sonunda ortak nokta belli olmustu. istasyona 20 dk mesafede stadyum vardi ve parti orada devam ediyordu. fakat 12 de bitecekti. butun hirsimiz ve azmimizle gidelim gorelim sonra baska bi yere gideriz dedik.ama bu plan tren istasyonunun cikis kapisina geldiginde suya dusecekti. tren istasyonu onunde 5000 den fazla parti katilimcisi istasyona girmeye calisiyordu. fakat polis barikat kurmustu ve parca parca izin veriyordu. izin verilen grupta bufalo surusu gibi istasyona akiyordu. mahser yeri gibiydi adeta a.k. istasyondan cikarken polisin bagirmasiyla durduk. cikmamiza izin vermiyordu !!!! saka gibi!!-cikamazsiniz-niye-cikarsaniz giremezsiniz de ondan-girmeyecez ki-ya girmek isterseniz?-yok biz parti yapacaz sabaha kadar girmeyecez- cikin o zamanbu 7 cumlelik konusma yarim saat surdu cunku polis bi yandan bizle konusup bi yandan barikatlari asanlari karga tulumba alip bi yandan digerlerini engellemeye calisiyordu.Son sanssizlikistasyondan ciktik dolasmaya basladik. mekanlar doluydu girmeye can atiyorduk ben kolombiyali ve polonyali fakat bir turlu diger ikisini ikna edemiyorduk. yok biz icki icen insan degiliz 20 euro giris niye verelim yok bu mekanin onunde bi dolu erkek var icerisi stadyum gibidir diyerek bizi bezdirip hayattan soguttular. butun sokaklari gezdik ve hic bisey beenmediler. bu arada alman da bizle tabi evinde kalacagimiz. en son"burada zaman olduruyoz arkadas gelin donelim dedi". bu aslinda sanssizlikla aramizdaki kiran kirana savasi kaybetmek ve beyaz bayragi sallamak demekti. caresiz kabul ettik.donus yolunu bulmak zordu cunku merkez tren istasyonuna giden butun yollar kapaliydi. fakat essenden giden trenlerin kaltigi istasyona aktarma yapabilecegimiz baska bir istasyon alman elemanin dortmundlu arkadasiyla konusmasi sayesinde bulundu.istasyondaydik ve bitkindik. aslinda fiziksel olarak bir yorgunluk yoktu ama sanssizliga ve talihsizlige karsi aldigimiz yenilgi psikolojik olarak bizi bitirmisti. yine de gulup egleniyorduk.hatta bi ara acaba millete gittik deli gibi eglendik diye yalan mi atsak diye konusurken brezilyali soze girdi ve sacmalamayin gercek normal bi loveparade partisinden daha komik ve enteresan dedi. ben de onu destekledim zira 3 ciltlik blog olusmazdi bu hikaye olmasaydi.ama gelin gorun ki hala son sanssizligi anlatmadim. ne mi oldu? ilk trene bindik ve aktarma yapacagimiz istasyona geldik. guzelce trenimize bindik ilk durakta durdu ikincisine dogru yol almaya basladi. essen o trenin 3. duragiydi. ikinci durakta durdu ve DB gorevlisi geldi.almanca "hadi bakalim genclik tren bozuldu aynen assagiya dedi" biz de "yok artik yavas bu kadar da olmaz saka heralde dimi" diyerek caresizce indik trenden.alman eleman u-bahn vardir essene giden buradan cok yakin sonucta dedi ve u-bahn istasyonuna gittik. bu arada o kadar olana ragmen hala gulup oynuyoz. hatta bi ara brezilyali " o deil de butun toplu tasima araclarina bindik bugun bi tek at kaldi" dedi ve sinir bozukluguyla koptuk.u bahn a gittik fakat tabi ki yoktu. zaten bu kadar olanin ustune u bahn olmasi da anlamli olmazdi. orada 2 tane alman citir nereye gidiyonuz diye sordu essen dedi alman eleman. biz de oraya gidiyoz gelin taksi tutalim zaten 20 euro. buyuk taksilere bineriz gideriz dediler. zaten disarda taksi kayniyodur diye de eklediler.tabi disari ciktik beklendigi uzere ne taksi var ne canli. istasyonda sadece biz ve sayica cok olan diger taksi bekleyenler!!! orada da yaklasik 2 saat gecirdik. bi ara yuruyerek gidelim madem 20 euro cok uzak olmasa gerek dediler de, sacmalamayin bugun ben karin yagmasini bile beklerim arkadas olmaz oyle sey dedim.eve geldik hala geyik yapiyorduk. sonunda uykuya daldik. ha bu arada gitmeden aldigimiz kahvaltiliklari aksam bi guzel goturduler. ben uyku tulumundan kurtulup gitmeye usendigimden sadece kin tutmakla yetindim zaten karnim da ac degildi.sabah kalktik alisverise gidelim dunku aldigimiz cogu sey bitti dediler. gozumden ates cikarcasina baktim bisey demedim. bes kurus para vermem arkadas gidin alin gelin, bana yumurta ekmek peynir ve sut alin omlet yapacun dedim. kos kos gittiler.kulturel anlayis bariyerimin olmadigi noktada hintlinin masadaki her seyi tuketip omletime sulanmasi ortami gerdi."12 saattir durmadan yedin az daha yersen infilak edecen ayrica benim omletim tuzlu sen yiyemen" dedim ve afiyetli goturdum. tabi bu digerlerini gulumsetti sadece hintlinin tepkisini cektim.isteee genclik.bu ne gereksiz bi hikayedir ne anlamsizdir diyen vardir kesin. ama bu bir haftasonunun ozetiydi.uzun oldu biliyom da eger herseyi okumazsaniz anlam butunlugu yok olur. her seyi okumadan yorum yapana girisirim.kalin saglicakla

Hiç yorum yok: